Karanlıkaltı Serisi Bölüm 3: Katilin Gücü
1 sayfadaki 1 sayfası
Karanlıkaltı Serisi Bölüm 3: Katilin Gücü
Hikayenin üçüncü bölümü...
- Spoiler:
KARANLIKALTI
Bölüm 3: Katilin Gücü
Rahibe ne söyleyeceğini düşünüyordu. Tüm gerçekleri anlatsa bile hayatına devam edemiyeceğine tanrıça adına yemin edebilirdi.
"Bunu sana neden söylemeliyim ki? Sen de o lanet olası erkeklerden birisin." diyebildi. Sesinin titremesine engel olamıyordu artık.
"Ah, ama artık yeter... Bıktım bu -aşağılık köpek, lanet olasıca, pislik- demelerinden. Şu durumda o iltifatların hepsi senin hakkın, bunu ikimizde biliyoruz değil mi güzelim... Şimdi inat etme de söyle neden analar kızlarının ruhban okuluna gitmesini engelliyorlar? "
Fenile artık pes etmek üzereydi. Bulunduğu durumdan kurtulmak için tüm gerçekleri söylemeye razıydı. "Tamam. Analarımızın bize ruhban okuluna gitmememizi öğütlemesinin sebebi---"
"Hey! Hanımı bırak ve silahlarını yere koy seni pis katil. Burası 4. Ev... Bir rahibeyi öldürüp kolayca kaçabileceğini düşünmüyordun heralde?"
Kharie sessizce etrafına bir göz attı. Hissettiği drow sayısı 5 ti ve iki tanesinin büyü konusunda uzmanlaştığına bahse girebilirdi. Kollarındaki dişinin kulağına yaklaştı, "Kahretsin... Seni koleksiyonumun en nadide parçası yapıcaktım; ama görünen o ki, bunu başka zaman bir daha düşünmeliyim. Şimdilik elveda rahibe bozuntusu.." dedi ve kollarını serbest bırakıp bir tekme savurdu.
Tek kaçış yolunun mahzenin çıkışı olduğu aşikardı. Palasını çekti ve koşmaya başladı. Önüne çıkan savaşçının kılıç darbesini engelleyip hançeriyle midesinde derin bir yara açtı. Geri çekilen savaşçının yanına takım arkadaşı geldi ve Kharie' ye bir kılıç darbesi daha savurdu.
Kharie gülümsedi ve kılıç darbesini engelleyip hançerini uzattı ama drow hazırlıklıydı. Kendisini yana çevirdikten sonra kılıcıyla alttan kesme yaptı. Kharie palasını aşağıya çevirdi ve ekseni etrafında bir tur atıp yandaki duvara sıçradı. Diğer drow ne olduğunu çözmeye çalışırken Kharie duvardan sekmiş ve karşısındaki drowun göğsüne hançerini saplamıştı.
Hançerini ölü vücuttan çıkardı ve arkasına döndü. Alev topunun sıcaklığı yüzüne vurmaya başlamıştı ki, keskin refleksleri harekete geçip savaşçının yana atlamasını sağladı. Bu arada Kharie cebinden bir kese alarak içinden küçük bir hap çıkardı ve ağzına attı.
Karşısındaki büyücü koridorun sonunu tutmuştu ve melodik bir şekilde büyü sözlerini okuyordu. Önünde bir tane daha alev dopu oluşup Kharie'ye fırladı. Ama savaşçı içinden geçerek büyücünün yanına koştu ve çapraz bir vuruşla göğsüne derin bir yara açtı.
"Hahaha... Sanırım buraya tedarikli gelmişsin çocuk. Ama o hap sadece küçük büyücülere karşı koruyabilir seni. Şimdi gerçek büyünün gücünü göreceksin..."
Kharie sesin geldiği yöne baktı ve sahibini gördü. Giyiminden evin başbüyücüsü olduğu apaçık ortadaydı. Genç drow büyüyü oldum olası sevmemişti. Büyü, sadece korkakların başvurduğu bir yoldu. Savaşma hissini vermekten çok uzaktı ona göre sihir ve türevlerini kullanmak...
"Gel bakalım seni sefil büyücü. Hançerim kara kanının tadına bakmak için sabırsızlanıyor. " dedi ve koşmaya başladı. Büyücülerin zayıf yanının yakın dövüş olduğunu biliyordu ve ona ne kadar yakın durursa zararın o kadar azalacağından emindi.
Birden önüne standartlara göre bayağı cüsseli bir karaelf çıktı. Elinde uzun bir kılıç taşıyordu ve tehlikeli olduğu su götürmezdi.
Savrulan kılıçtan kaçmayı başaran Kharie bir alttan kesme deneyip bir adım geriye sıçradı. Başını kaldırdığında gördüğü, iri drowun kenara çekildiği ve bir buz kütlesinin ona doğru ilerlediğiydi. Palasını sımsıkı tuttu ve kütlenin ortasından kesmeye başladı. Ellerinin uyuştuğunu hissedebiliyordu ama yuttuğu hap onun -en azından- donmasını engellemeye yetmişti.
Bir savaşçı ve bir büyücü... Kharie için bile ikisi büyük tehlikeydi. Karaelfler birlikte savaşmak için doğmazlardı; ama savaştıklarında güçleri katlanıyordu. "Düşünmelisin! Kurtulmanın bir yolu olmalı! " diye kızdı kendine. Bir yolunu bulmazsa öldürülecekti ve o dişi drowu konuşturmadan bunun olmasına izin veremezdi.
Birden aklına operasyona çıkmadan önce ustasının verdiği yüzüğü hatırladı. Dediğine göre sadece bir kereleğine takanın kopyasını oluşturyordu. 15 dakikalığına bile olsa bu güç kurtulmasını sağlayabilirdi. Yüzüğü okşadı ve büyülü sözcüğü söyledi.
İri kıyım savaşçı olanlara anlam veremiyordu. Katilin yanında
aynısından bir tane daha oluşmaya başlamıştı ve bu durum hiçte iyi gözükmüyordu. Belinden arbalet tabancasını çekti ve bir ok yolladı.
Ok, Kharie için kolay lokmaydı. Kılıcının geniş yüzüyle engelledi ve "Küçücük bir okun bunu engelliyeceğine inanmıyordun demi troll kafa? " Sonunda ikinci Kharie de oluşmuştu ve silahını çekip hazır duruma gelmişti.
El işaretlerini kullanarak "Ben şu troll beyinliyi oyalarken sen sağından geç ve hançerini büyücüye fırlat. Sonra da üzerine doğru koş. Gerisini ben hallederim." dedi ve saldırıya geçti.
Kılıcını ileriye savurup rakibinin engellemesine izin verdi. Bir an için rakibinin savunmasız olduğunu düşünen iri kıyım drow kılıcını ileriye düz bir şekilde savurdu.
Kharie güç için değil çeviklik için eğitilmişti. İleriye doğru sıçradı ve kılıcın üstüne basıp hançerini rakibinin sağ gözüne sapladı. Öldürme duygusu yine kabarmıştı ve karşıdaki büyücünün hayatını çekip almak için çarpan kalbini hissetmeye başlamak onu heycanlandırıyordu...
Bu arada kopya, iri kıyım drowun sağından sıyrılmış ve hançeri büyücüye fırlatıp palasıyla koşmaya başlamıştı. Büyücü hangisinin kopya hangisinin gerçek olduğunu görememişti ve bunun için kendisine kızıyordu. Kendisine doğru koşan drow tarafından, -eğer bir şeyler yapmazsa- öldürüleceği kesindi.
Büyücü gülümsedi. O, 4. Ev'in baş büyücüsüydü... Cebinden küçük bir şişe çıkardı. İçinde koyu kıvamlı ve kırmızı bir sıvı vardı. Kapağını açtı ve yere dökerken büyülü sözleri söylemeye başladı. Sıvı yere döküldükçe dumanlar yükseliyordu. Büyülü sözler bittiğinde büyücünün önünde alevden bir savaşçı duruyordu.
Kharie gülümsedi. "Sonunda en güçlü büyüsünü yaptı. " O da bunu bekliyordu. Kopyasının tek yeteneği dövüşmek değildi. Asıl gücü çağırılma yaratıkları geldiği yere geri göndermekti. "Bunu yaparken yok olması da ödenen bedel olmalı..." diye düşündü içinden...
Kopya koşarken parlamaya başladı. Elindeki palayı yaratığa fırlattı ama pala erimekten başka bir işe yaramadı. Aslında yaramasıda gerekmiyordu. Bir anlık şaşırtması kopya için yeterliydi. Daha da çok parlayarak ateşten yaratığın üzerine atladı.
Büyücünün gözleri faltaşı gibi açılmıştı. Kopyanın önünde devasa bir boyut kapısı açılmış ve ateş yaratığını da beraberinde alıp kaybolmuştu. "Söylemeliyim ki beni zorladınız... Ama hiç bir zaman benim seviyeme ulaşamayacaksınız. "
Kharie hançerini başbüyücünün boğazına dayamıştı. "Seni öldürmek benim için büyük zevkti büyücü.." dedi ve boğazına boylu boyunca bir çizgi çizdi.
Kharie yorulmuştu... Bu kadar zorlanacağını tahmin etmiyordu; ama eğlendiği kesindi. Ayrıca 4. Ev hakkında çok önemli bir sır öğrenmişti. Bu ikisi bile onun bir daha buraya gelmesine yetecek sebeplerdi.
Mahzenin gizli girişinden çıktı ve yine karanlığın kasveti altında koşmaya başladı. "Seni bulacağım küçük rahibe... Ama önce kardeşinin yaşadıklarının lanet olasıca matron anam tarafından bilinmesi gerek..."
Kra_toS- Mesaj Sayısı : 18
Yaş : 36
Nerden : Hatırlamıyorm
Ruh Hali :
Kayıt tarihi : 10/05/08
1 sayfadaki 1 sayfası
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz