Biyografi : Oğuz Aral
1 sayfadaki 1 sayfası
Biyografi : Oğuz Aral
Kendim derlemiş bulunduğum bu biyografiye Oğuz Aral hakkında yazılmış şu yazı ile başlıyorum...
Güle güle dedeciğim!
Derin üzüntü içindeyim. Bir dedemi daha kaybetmiş olmanın ağır hüznünü yaşıyorum. Onun ölümünü kabullenemiyor ancak gittiği yerde daha rahat olduğunu düşünüyorum...
O kadar üzüldüm ve inanmadım ki vefatına, bu giriş sayfasını bile günlerce değiştiremedim; rüya görüyorumdur, (HaberTürk'ün Bedri Koraman'ın hayattayken öldüğü haberini yayınlaması gibi) bir yanlışlık yapmışlardır diye avutmaya çalıştım kendimi...
Avni gibi Meze'nin mizah bölümü de öksüz kaldı. Ancak ben onu yaşatacağım; her mizahsever gibi ben de Huysuz'un anısına bu sayfada onun ürettiklerine daha fazla yer vereceğim...
Sevgili Oğuz Dede,
Bir gün mutlaka tanışacağız...
Ve sırada bir söyleşi :
Esra Sert: Oğuz Aral sadece kendi içinde yaşadığı dönemi de etkilemedi, onlarca mizah ustasının yetişmesinde büyük katkı sağlayarak ustalığını diğer nesillere de aktardı. Öncelikle sizin de başınız sağolsun efendim..
Mehmet Çağçağ: Çok teşekkür ederim, çok sağolun. Bütün ailesine, yakınlarına, sevenlerine ve karikatür okurlarının hepsi başı sağolsun diyorum. Şu anda çok uzakta bir noktadayım İstanbul dışında, Şebinkarahisar’da, doğduğum kasabada.. 12 yaşımdan beri ayrılmış olduğum kasabada. 33 yıl sonra ilk defa dönüyorum ve bunun sebebi de Oğuz ağabeydir. Başımıza mizah dergiciliğini, mizah karikatür sanatı gibi bir sanatı bize de aktardı. Ve ben 33 yıldır ilk defa kendi doğduğum noktada, memleketimdeyim. Ve burada ilk şaşırdığım şey şu oldu; insanlar bana Oğuz Aral’ın öldüğünü sabahleyin insanlar söyledi, kasabadaki insanlar. Ve bulunduğum süre içerisinde Oğuz Aral’la ilgili konuşmanın olmadığı bir gün olmadı, çok enteresan geldi bana, bir haftadır buradayım. Beni çok şaşırttı, çünkü bu bir popüler sanatçı değil, sinema sanatçısı, televizyon sanatçısı değil. Nasıl olur da bir sanatçı bu kadar insanların gönlünde yer edebilir, çok şaşırdım ve çok gerçekten duygulandım ve şu anda çok duyguluyum.
Esra Sert: Geniş kitlelere ulaşabilmişti, geniş kitleler tarafından sevilebilmişti, özellikle Gırgır Dergisi zamanında 1970’li yıllarda kuşkusuz Türk mizahına hatta dünya mizahına çok büyük katkıları vardı. Öncelikle genç bir çizer olarak siz Oğuz Aral’ın size bıraktığı mirasla ilgili, sizin üzerinizdeki etkileriyle ilgili neler düşünüyorsunuz? Ve özellikle Türk mizahı için ne anlama geldiğini düşünüyorsunuz?
Mehmet Çağçağ: O bir Türk mizahı çok geniş, Türkiye’de mizah zaten büyük bir gelenek. Yani Nasrettin Hoca’dan bugüne devam eden bir gelenek. Oğuz Aral kendi döneminde ışığıyla bu geleneği en iyi temsil eden ve bu geleneği kendi zamanı içerisinde kendi zamanının medyumlarını kullanarak.. Matbaa var artık dergicilik var.. Mizah bu gelenek başka nasıl olur da bu kadar yaygın olabilir.. bunu çok iyi analiz etmiş, bütünlüklü kavrama yeteneği sayesinde bunu çok iyi analiz etmiş ve bunu bir atölye disiplini şeklinde bütün bu bilgisini, becerisini ve aşkını biz çalışanlara aktararak, çok iyi bir şekilde aktararak bu çalışmayı bu kollektif çalışmayı ve bu çalışma disiplinini, o bize her zaman söylerdi sizi Alman gibi çalıştırdım, yani sizin gibi tembel bir milleti Alman gibi çalıştırdım, böyle bir çalışma sistemi..
Esra Sert: Dostlarının aktardığı kadar herhalde tatlı sert bir kişiliği vardı öyle değil mi efendim?
Mehmet Çağçağ: Biz onu çok severdik. Yani keşke herkes bütün sertliği öyle olsaydı, benim için o babamın sertliğinden çok daha güzel bir sertlikti. Çünkü arkasından gelen şey büyük bir öğretiydi, yani o sıkıştırmış karikatür sanatı gibi...
Şimdi Oğuz Aral'ı Bir tanıyalım :
Oğuz Aral (d. 1936 - 2004) Türk karikatüristtir. Gırgır dergisinin kurucusudur. Davutpaşa Lisesi mezunudur.
Oğuz Aral, İstanbul Silivri'de 1936 yılında doğmuştur. İstanbul Devlet Güzel Sanatlar Akademisi'nin üçüncü sınıfından ayrılmıştır. 1950'den sonra çeşitli dergi ve gazetelerde karikatür çizmeye başlamıştır.
Güncel, halkın anlayabileceği basite indirgenmiş bir karikatür anlayışına önem veren Aral, kendi mizahi görüşü ve doğrultusunda birçok karikatürcü yetiştirmiştir.
Gırgır mizah dergisinin kurucusu ve yöneticisi olan Aral, daha sonra Avni dergisini çıkardı. Aral, Gırgır dergisinin tirajını 500 bin adedin üzerine çıkararak, dünyanın üçüncü büyük güldürü dergisi durumuna getirmiştir.
Avanak Avni tiplemesinin yaratıcısı olan Oğuz Aral, Hayk Mammer, Köstebek Hüsnü, Utanmaz Adam ve Vites Mahmut gibi tiplemeleriyle de tanınıyordu.
Karikatürleri ve 'Huysuz İhtiyar' başlığı altında yazıları ölümüne kadar Hürriyet gazetesinde yayınlanan Aral'ın, tiyatro, müzik ve sinema konularında da çalışmaları bulunmaktadır.
Anadolu'nun çeşitli yerlerinde pandomim gösterileri sergileyen Aral, Koca Yusuf (1966), Direkler Arası (1967), Bu Şehri İstanbul (1968), Ağustos Böceği ile Karınca (1971) adında çizgi filmleriyle de Türk çizgi film sektöründe önemli bir yere sahiptir.
Oğuz Aral, karikatürist Tekin Aral'ın ağabeyidir.
26 Temmuz 2004'te Bodrum'da vefat etti. Ölümünün 1. yıldönümünde anısına (26 Temmuz 2005) İstanbul Cihangir parkına heykeli dikildi. Heykeli 2006 ve 2007 yıllarında 2 kez saldırıya uğramasına rağmen tekrar onarılmıştır. Ancak Şubat 2008'de gerçekleştirilen son saldırı sonucu parçalara ayrılan heykel yerine yenisi yapılması planlanmaktadır.
Ayrıca Gırgır dergisi bir dönem Türkiye'de hiç bir dergi ve gazete 500.000'i geçememişken Gırgır ~600.000 satmıştır.
Vikipedi'den Alıntıdır...
Oğuz Aral hakkında söylenilenler :
-O, pırıl pırıl, kırılgan, sevecen yürekli biridir. İnsan sevgisiyle dopdoludur ama insanlardan kaçar. Yalnızlığın derinliklerinde mizah yaratıcılığını doruklara çıkaran biridir o.
-O anlaşılması güç bir sanatçıdır. O Oğuz Aral'dır. Onu benim diyen babayiğit bulup çıkaramaz daldığı derinliklerden. Ona sokulamaz, onunla bütünleşemez. Onun büyüsü bir başkadır. Onu kimse kolay kolay çözemez.
-Oğuz Aral bizim yokuşun su katılmamış emekçilerinden biridir. Yıllar boyunca bıkmadan uzanmadan çizerek ekmeğini kazanmıştır.
-Bir sürü genç karikatürcüyü yetiştirmiş, dünyanın en büyük mizah dergilerinden biri haline getirdiği Gırgır'ı kurmuş ve yaşatmıştır.
-O sokağı çizer, sokağı konuşturur, oranın yaşamını, orada yaşayan insanların esprilerini, duygularını, coşkularını, üzüntülerini dile getiren güldürü felsefesini yaratır.
-Hem güldürür, hem düşündürür, hem de halkın eğilimini yansıtır. Oğuz Aral gerçek tanımıyla bir halk filozufudur.
Oğuz Aral'ın Avanak Avni tiplemesinden :
Avanak Avni, karikatürist Oğuz Aral’ın Gırgır sayfalarında yarattığı ünlü bir çizgi-kahramandır. Oğuz Aral, ofis-boy olarak çalışan Rıza Külegeç adlı çocuktan esinlenerek bu karikatürü yaratmıştır.
Avni tipik bir gecekondu mahallesi çocuğudur. Hep ezilir ama hiç boyun eğmez. Bazen hileyle, bazen kurnazlıkla, bazen boyun eğer görünerek hakkını korumaya çalışır. 70’li yıllarda Gırgır dergisinin büyük satış rakamlarına ulaşması ile popüler olmuştur.
Avni’nin ünü, Türkiye sınırlarını aşmış; Güney Afrika’daki ırkçı olaylara karşı, Meksika’da ise ABD emperyalizmi karşıtı gurupların sembolü olmuştur. Fransa’da AB anayasasına karşı çıkan guruplar da Avanak Avni tipini kullanmışlardır. Avni ODTÜ’de Troçkist guruplar tarafından da siyasal bir eylemde kullanılmıştı.
Oğuz Aral efsane dergi Gırgır'ın zorla el değiştirmesi olayından sonra 1990 yılında Avni mizah dergisini çıkarmaya başladı. Avni 1996 ya kadar yayınını sürdürdü.
Temmuz 2006'dan itibaren Penguen dergisi çizerleri Oğuz Aral'ın anısına Avni'nin karikatürlerinin aynısını kendi kalemlerinden çizmişlerdir.
Birkaç Avni karikatürü:
Oğuz Aral'ın yazıları nerde derseniz işte size arşiv :
http://www.meze.net/huysuzihtiyar/arsiv.php
Güle güle dedeciğim!
Derin üzüntü içindeyim. Bir dedemi daha kaybetmiş olmanın ağır hüznünü yaşıyorum. Onun ölümünü kabullenemiyor ancak gittiği yerde daha rahat olduğunu düşünüyorum...
O kadar üzüldüm ve inanmadım ki vefatına, bu giriş sayfasını bile günlerce değiştiremedim; rüya görüyorumdur, (HaberTürk'ün Bedri Koraman'ın hayattayken öldüğü haberini yayınlaması gibi) bir yanlışlık yapmışlardır diye avutmaya çalıştım kendimi...
Avni gibi Meze'nin mizah bölümü de öksüz kaldı. Ancak ben onu yaşatacağım; her mizahsever gibi ben de Huysuz'un anısına bu sayfada onun ürettiklerine daha fazla yer vereceğim...
Sevgili Oğuz Dede,
Bir gün mutlaka tanışacağız...
Ve sırada bir söyleşi :
Esra Sert: Oğuz Aral sadece kendi içinde yaşadığı dönemi de etkilemedi, onlarca mizah ustasının yetişmesinde büyük katkı sağlayarak ustalığını diğer nesillere de aktardı. Öncelikle sizin de başınız sağolsun efendim..
Mehmet Çağçağ: Çok teşekkür ederim, çok sağolun. Bütün ailesine, yakınlarına, sevenlerine ve karikatür okurlarının hepsi başı sağolsun diyorum. Şu anda çok uzakta bir noktadayım İstanbul dışında, Şebinkarahisar’da, doğduğum kasabada.. 12 yaşımdan beri ayrılmış olduğum kasabada. 33 yıl sonra ilk defa dönüyorum ve bunun sebebi de Oğuz ağabeydir. Başımıza mizah dergiciliğini, mizah karikatür sanatı gibi bir sanatı bize de aktardı. Ve ben 33 yıldır ilk defa kendi doğduğum noktada, memleketimdeyim. Ve burada ilk şaşırdığım şey şu oldu; insanlar bana Oğuz Aral’ın öldüğünü sabahleyin insanlar söyledi, kasabadaki insanlar. Ve bulunduğum süre içerisinde Oğuz Aral’la ilgili konuşmanın olmadığı bir gün olmadı, çok enteresan geldi bana, bir haftadır buradayım. Beni çok şaşırttı, çünkü bu bir popüler sanatçı değil, sinema sanatçısı, televizyon sanatçısı değil. Nasıl olur da bir sanatçı bu kadar insanların gönlünde yer edebilir, çok şaşırdım ve çok gerçekten duygulandım ve şu anda çok duyguluyum.
Esra Sert: Geniş kitlelere ulaşabilmişti, geniş kitleler tarafından sevilebilmişti, özellikle Gırgır Dergisi zamanında 1970’li yıllarda kuşkusuz Türk mizahına hatta dünya mizahına çok büyük katkıları vardı. Öncelikle genç bir çizer olarak siz Oğuz Aral’ın size bıraktığı mirasla ilgili, sizin üzerinizdeki etkileriyle ilgili neler düşünüyorsunuz? Ve özellikle Türk mizahı için ne anlama geldiğini düşünüyorsunuz?
Mehmet Çağçağ: O bir Türk mizahı çok geniş, Türkiye’de mizah zaten büyük bir gelenek. Yani Nasrettin Hoca’dan bugüne devam eden bir gelenek. Oğuz Aral kendi döneminde ışığıyla bu geleneği en iyi temsil eden ve bu geleneği kendi zamanı içerisinde kendi zamanının medyumlarını kullanarak.. Matbaa var artık dergicilik var.. Mizah bu gelenek başka nasıl olur da bu kadar yaygın olabilir.. bunu çok iyi analiz etmiş, bütünlüklü kavrama yeteneği sayesinde bunu çok iyi analiz etmiş ve bunu bir atölye disiplini şeklinde bütün bu bilgisini, becerisini ve aşkını biz çalışanlara aktararak, çok iyi bir şekilde aktararak bu çalışmayı bu kollektif çalışmayı ve bu çalışma disiplinini, o bize her zaman söylerdi sizi Alman gibi çalıştırdım, yani sizin gibi tembel bir milleti Alman gibi çalıştırdım, böyle bir çalışma sistemi..
Esra Sert: Dostlarının aktardığı kadar herhalde tatlı sert bir kişiliği vardı öyle değil mi efendim?
Mehmet Çağçağ: Biz onu çok severdik. Yani keşke herkes bütün sertliği öyle olsaydı, benim için o babamın sertliğinden çok daha güzel bir sertlikti. Çünkü arkasından gelen şey büyük bir öğretiydi, yani o sıkıştırmış karikatür sanatı gibi...
Şimdi Oğuz Aral'ı Bir tanıyalım :
Oğuz Aral (d. 1936 - 2004) Türk karikatüristtir. Gırgır dergisinin kurucusudur. Davutpaşa Lisesi mezunudur.
Oğuz Aral, İstanbul Silivri'de 1936 yılında doğmuştur. İstanbul Devlet Güzel Sanatlar Akademisi'nin üçüncü sınıfından ayrılmıştır. 1950'den sonra çeşitli dergi ve gazetelerde karikatür çizmeye başlamıştır.
Güncel, halkın anlayabileceği basite indirgenmiş bir karikatür anlayışına önem veren Aral, kendi mizahi görüşü ve doğrultusunda birçok karikatürcü yetiştirmiştir.
Gırgır mizah dergisinin kurucusu ve yöneticisi olan Aral, daha sonra Avni dergisini çıkardı. Aral, Gırgır dergisinin tirajını 500 bin adedin üzerine çıkararak, dünyanın üçüncü büyük güldürü dergisi durumuna getirmiştir.
Avanak Avni tiplemesinin yaratıcısı olan Oğuz Aral, Hayk Mammer, Köstebek Hüsnü, Utanmaz Adam ve Vites Mahmut gibi tiplemeleriyle de tanınıyordu.
Karikatürleri ve 'Huysuz İhtiyar' başlığı altında yazıları ölümüne kadar Hürriyet gazetesinde yayınlanan Aral'ın, tiyatro, müzik ve sinema konularında da çalışmaları bulunmaktadır.
Anadolu'nun çeşitli yerlerinde pandomim gösterileri sergileyen Aral, Koca Yusuf (1966), Direkler Arası (1967), Bu Şehri İstanbul (1968), Ağustos Böceği ile Karınca (1971) adında çizgi filmleriyle de Türk çizgi film sektöründe önemli bir yere sahiptir.
Oğuz Aral, karikatürist Tekin Aral'ın ağabeyidir.
26 Temmuz 2004'te Bodrum'da vefat etti. Ölümünün 1. yıldönümünde anısına (26 Temmuz 2005) İstanbul Cihangir parkına heykeli dikildi. Heykeli 2006 ve 2007 yıllarında 2 kez saldırıya uğramasına rağmen tekrar onarılmıştır. Ancak Şubat 2008'de gerçekleştirilen son saldırı sonucu parçalara ayrılan heykel yerine yenisi yapılması planlanmaktadır.
Ayrıca Gırgır dergisi bir dönem Türkiye'de hiç bir dergi ve gazete 500.000'i geçememişken Gırgır ~600.000 satmıştır.
Vikipedi'den Alıntıdır...
Oğuz Aral hakkında söylenilenler :
-O, pırıl pırıl, kırılgan, sevecen yürekli biridir. İnsan sevgisiyle dopdoludur ama insanlardan kaçar. Yalnızlığın derinliklerinde mizah yaratıcılığını doruklara çıkaran biridir o.
-O anlaşılması güç bir sanatçıdır. O Oğuz Aral'dır. Onu benim diyen babayiğit bulup çıkaramaz daldığı derinliklerden. Ona sokulamaz, onunla bütünleşemez. Onun büyüsü bir başkadır. Onu kimse kolay kolay çözemez.
-Oğuz Aral bizim yokuşun su katılmamış emekçilerinden biridir. Yıllar boyunca bıkmadan uzanmadan çizerek ekmeğini kazanmıştır.
-Bir sürü genç karikatürcüyü yetiştirmiş, dünyanın en büyük mizah dergilerinden biri haline getirdiği Gırgır'ı kurmuş ve yaşatmıştır.
-O sokağı çizer, sokağı konuşturur, oranın yaşamını, orada yaşayan insanların esprilerini, duygularını, coşkularını, üzüntülerini dile getiren güldürü felsefesini yaratır.
-Hem güldürür, hem düşündürür, hem de halkın eğilimini yansıtır. Oğuz Aral gerçek tanımıyla bir halk filozufudur.
Oğuz Aral'ın Avanak Avni tiplemesinden :
Avanak Avni, karikatürist Oğuz Aral’ın Gırgır sayfalarında yarattığı ünlü bir çizgi-kahramandır. Oğuz Aral, ofis-boy olarak çalışan Rıza Külegeç adlı çocuktan esinlenerek bu karikatürü yaratmıştır.
Avni tipik bir gecekondu mahallesi çocuğudur. Hep ezilir ama hiç boyun eğmez. Bazen hileyle, bazen kurnazlıkla, bazen boyun eğer görünerek hakkını korumaya çalışır. 70’li yıllarda Gırgır dergisinin büyük satış rakamlarına ulaşması ile popüler olmuştur.
Avni’nin ünü, Türkiye sınırlarını aşmış; Güney Afrika’daki ırkçı olaylara karşı, Meksika’da ise ABD emperyalizmi karşıtı gurupların sembolü olmuştur. Fransa’da AB anayasasına karşı çıkan guruplar da Avanak Avni tipini kullanmışlardır. Avni ODTÜ’de Troçkist guruplar tarafından da siyasal bir eylemde kullanılmıştı.
Oğuz Aral efsane dergi Gırgır'ın zorla el değiştirmesi olayından sonra 1990 yılında Avni mizah dergisini çıkarmaya başladı. Avni 1996 ya kadar yayınını sürdürdü.
Temmuz 2006'dan itibaren Penguen dergisi çizerleri Oğuz Aral'ın anısına Avni'nin karikatürlerinin aynısını kendi kalemlerinden çizmişlerdir.
Birkaç Avni karikatürü:
Oğuz Aral'ın yazıları nerde derseniz işte size arşiv :
http://www.meze.net/huysuzihtiyar/arsiv.php
Çubuk Kraker xD- Süper Animeci
- Mesaj Sayısı : 637
Yaş : 30
Nerden : Bileyim ?
Ruh Hali :
Kayıt tarihi : 03/02/09
1 sayfadaki 1 sayfası
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz